Bi noter hakkinda bi kitap yazilmali bi film cekilmeli . İnanilmaz enteresan bir yer, basli basina bir ülke, bi concept , bi tani , bi hastalik, laboratuvar, timarhane, hastane... Hani pinpon topu oluyoruz ya devlet dairesinde; o kata cik bu kata cik, simdi alt kata in, iste noterlerde metrekareye bakarsaniz inanilmaz ufak ama oradan oraya hareketlerin en yogun oldugu devlet dairesi (?) (savciliga baglilar bildigim kadariyla) Bay noter var , veya bayan noter. Cok acaipler, yaptiklari tek sey imza. Sadece. Baska seye tanik olmadim. Ama inceleyin imzalarini, sanat eserlerine rastlayacaksiniz. Bas katip var, noterin hemen odasinda girisinde oturan , genelde acaip sisko, miyop, al yanakli adamlar. Süzüyorlar sizi evraktan cok, onlar da atiyorlar basiyorlar imzayi. Ama umurlarinda degil hayat, butun gun oturup bankadaki borsadaki paralarinin hesaplarini yapiyorlar gizlice. Ve bi kadin var her noterde, inanilmaz makyajli, sarisin, “bakma burada olduguma , istesem cok rahat bi hulya avsar olurdum” hareketleri Ve butun isleri yapan hayattan bezmis kadinlar , kufur eden icten ice, “herkes araba aliyor satiyor benim neyim var” diye icerleyen kadinlar. Ve kirtasiye urunleri, sahaserler , hala eski tahta cetveller, kocaman silgiler, en eski kursun kalemler, ve yonetim kurulu dosyalarina sayfalari yapistirmak icin kullanilan , cocuklugumu, kokusu ile geri getiren (dedem nikah sekerleri yapardi, satardi, dükkani vardi istiklalde) tutkal , ortadan kesilmis bir pet sise icinde duran beyaz tutkal ve onun icinde duran cita parcasi, surmek icin hazir bekleyen. (tekrar oku: ortadan kesik pet sise ve tutkal ve cita) Bi sayfaya isim imza, diger sayfaya, ama ayni sayfaya , o da ayni kelimelere sahip o da birinci hamur, isim yazmiyorsunuz, sadece imza. Bi sayfaya damga , digerine 2. Hele hele sirket defterleri 300 sayfa ise her birine damga atilma sacmaligi, ve o damgayi o 300 damgayi 30 saniyede atan isaret parmagi full murekkep kadin. Eve gidince yikamiyordur, yarin gene nasilsa diye... Ve Vezne. Hahahaha. Kimsenin neden bu bu kadar diye sormadigi sakirt diye paralari cikarip odedigi vezne. Fiyat listesinin olmadigi vezne. Cunku genelde notere hep hayirli bi is icin gidilir ya arabayi satarsin para gelir borc kapatsan bile, ya araba alirsin, ya ev..yani sormani gerektirmez neye kac para odedigin, kafanda “bi an evvel su is bitsin gelsin paralar” İki kisi, yan yana dipdibe. Biri bakiyor evraklara, faturayi bilgisayarda kesip yanindakinin onune koyuyor ; o kafayi kaldirip sizden parayi istiyor.... Iste tum noterler, bu sahislarina munhasirlikla bende yer etmisken, bu oglen bagdat caddesi erenkoy noterinde dumura ugradim. İcerisi sik, sakin , sessiz, sanki herkes Serki Doryan’daki bric turnuvasina katilacak , bekleyenlerin hepsi 60 plus, hepsi inanilmaz zengin , ve hepsi torunlarinin uzerine yuzbinlerce dolarlik evleri arsalari gecirmeye gelmis. Bi ev muhabbeti bi dolar konusmalari, okumadan imzalar, kapida bekleyen soforler... Noter’in basi egikti, imza lütfen dedigimde inanilmaz bi gulumseme ile kafasini kaldirdi , pis sakalimi , siyah montumu, gozluklerimi daginik saclarimi gorunce , bi anda gerek yok yapmacikliga diye tarz ton herseyini degistidi....