sabah işe gelirken çekmecemden hiç ama hiç takmadığım; saat takmayı sevmediğim, dedemi her saniyesaat düşünmeye tekrar başladığım ve belki de geriye kalan bu en müthiş ve tek mirasını kaybetmekten korktuğum için takmadığım saatini
bu sabah taktım.
Eski saatlerden olduğu için durmuştu. Ayın 20'sini gösteriyordu tarih. Hızla ileri aldım 29'u yaptım. Sonra çalışması için kurmak geriyor, bi ileri bir geri bi ileri bir geri. Çalışmaya başlayınca da gün içersinde bir iki kere daha kurmak gerekiyor.
Benim gibi akıllı insanlar hatta cin akıllı insanlar ve bardağın kalan son damlasından ilk damlası gibi zevk almayı becerebilenler hayat boyu geçen zaman içinde ne zamanı durdurabilecekler ne de ileri alabilecekler aynı tempoyu yakalayabilmek için. Jantı eğrilmiş like a small bike they will astray from left to right towards back and front; holding the wheel in agony and dispair and they will loose control immediately rather eventually, they will end up in dark alleys and valleys hitting the corners of loneliness, bruising hearts with fears and pityness. In fears and tears, they will wake up next morning and look at the clock and start where they have been left or taken to...