Max Richter çalıyor ilk defa şansa ilk tanışmam on the nature of the daylight şarkının adı ve Blue Notebooks albümünden.
Kendimi bu şarkı çalarken üsküdar vapurundan gözü yaşlı ama kuvvetli ama üzgün ama inanarak beşiktaşa atladığımı oradan vespamla kasksız 10 kasım soğunu hissetmeden arnavutköy'e giderken görüyorum.
Hiçbirşey düşünmeden defalarca tekrar tekrar gülerek koşarak kaskımla sevgilimle yüzlerce kez geçtiğim beşiktaş çırağan ortaköy arnavutköy ikitekerimin altında yok okuluyor
Kliseye geliyorum kapalı. Nasıl olur? Her gün bu saatte açan klise bu sefer kapalı...
Zili çalıyorum, umutsuzluğa kapılmışken zangoç geliyor, ne istersin? girmeliyim, olmaz, niye bu klise sihirli klise hep açıktı bu sabahta, artık kimse gelmez oldu sabahları, akşamüstü bir de hafta sonları, hayır aç, girmeliyim, onemli, olmaz sadece ayazmaya sokabilirim, olur hadi, gel...
ayazmaya giriyorum küçüçük o odaya duvarlarına dokunuyorum dua edip çıkıyorum
doğru akıntı burnuna, babamın çocukluğunun geçtiği, defalarca oturup yere, boğazdan geçen gemilerin makina dairesini hayal ettiğim akıntı burnu...
şimdi o akıntı akıp gideli 1 sene oldu
1 sene evvel babam bizi bırakmadı bugün
1 sene evvel babam bize biz ona tutunduk bugün
1 sene geçti herşey aynı ben hariç
zangoç aynı, yol aynı, vespam aynı.
sakinlik şu an çok iyi.