Thursday, August 19, 2010



sabah camdan dışarı baktım gene

gece sanki hiç bitmemiş sanki hiç yerimden kıpırdamamış gibi aynı noktaya baktım

3 dakika sonra motorumun üzerinde...

Wanda, ne zaman üzgün olsam kafasını yere düşürür, göbeğimin üstüne kafasını koyar, pifflar, kaşını kaldırır, hadi der gibi hadi gül artık der gibi kuyruğunu pat pat yere vurur, benden tepki gelmediğini görünce gene bir piffff hatta garip bir ses çıkarır sessiz durmaya devam ederdi.

Wanda içimi hep duyuyordu.

Gömülmesine gidemedim. Babam ağlayarak dönmüştü. Ne zaman Tuzla'dan geçsem sessiz geçerim. Bu şehirde sesiz geçtiğim çok sokak var.

Şimdi görevi devir almış gibi mavi vespam dünden beri gaz keserek tekleyerek öksürerek gidiyor. Sabah yokuş aşşağı sessiz gidip, çalıştırıp, yokuş yukarı ite kaka cafe neroda buldum kendimi.

Sanki küfür gibi oturduğum masada, güneş göğsümü deliyor yorgunluktan sandalyeden kalkamıyor delinen göğsümden matruşkalar tek tek çıkıyor, her biri dönüp havada bana bakıp yukarıya doğru kayboluyorlardı...

Kahvemi içemedim poğoçamı yiyemedim kalktım.

Bir film çeksem kamerayı kafama yerleştiridim.

Bir film çeksem adını penny koyardım.

Bir film çeksem o film yarıdan kopardı.

Bir film çeksem o filmi oturup bir kere bile seyretmezdim.

Hiçbirşeyin hiçbir şekilde kaybolduğuna inanmıyorum. 1960 senesinden bir resim, Nezihe bir yelkenlinin en ucunda, genç mi genç, elinde bir 8mm kamerası, gülüyor, saçları rüzgarlı, çok güzel gülüyor, annemin hiç öyl,e gülmediği gibi, o kameranın içinde dedem var belki 5 yaşında gülen annem, belki dayım belki Marmara Adası belki dedem ağzında sigara, bana benzerken - belki dayım annemle sarmaş dolaş ... O kameranın kaybolduğuna inanmıyorum o kameranın yok olduğuna inanmıyorum.

Şimdi yerimden kalkıp cihangirden başlayıp beyazıta oradan üsküdara oradan ortaköye oradan kadıköye tek tek bütün eskicileri elimde o fotoğrafla beraber dolaşıp arayıp bulmak oralarda bulamıyorsam Lafayette'e oradan West Lafayette'e Tuzla'ya Bayramoğlu'na Milas'a Bodrum'a Bostancı'ya Chicago'ya oradan Miami Londra oradan Philadelphia'ya oradan o soğuk tek başına İzmir gecesine oradan Ankara'ya Armağan apartmanına Bağdat caddesinin her ara sokağına Kaş'a gitmek istiyorum

Kaybettiğim herşeyi tek tek tekrar bulsam bir odaya tıksam kalın orada desem.

Sessiz ve yorgun bir sabah havuza atlar gibi dalsam içeri, kimse ama kimse bir daha görmese beni.


"if penny could tell me, all she see....,if penny could tell me all she knows, about the way wind can hurt..."