Saturday, September 22, 2007

i let fall flowers of blood


Muhteşem bi 3 gün geçiyor. Gıpgri, ve yemyeşil. Yapraklar daha solmadı ve dökülmedi ve rüzgar deli gibi. İnanılmaz bir şuhu içinde sallanıyorlar. Geceyarıları gündüz gibi. Gene zaman komik oyunlar oyunuyor ruh hallerime. Bu kadar "kuvvetli hatıralar hafızası" nasıl olabilir..çok sıkıldığım çok bunaldığım dakkalar çoğalıyor. Beynim bir sunum gibi sayfa sayfa atlıyor kendine göre, bazısını hızlı geçiyor bazısında kalıyor, bana bırakmıyor...Bacaklarımı yanlara açıp plaj kenarında kıçımı ve bacaklarımı sımsıkı kuma yapıştırıp kendimi kıyıya iterdim. Kum balıkları kaçamaz arada kalır dudaklarını bacaklarıma çarparlardı. En kıyıda avucumun içinde, oradan gazoz şişesine...Avucumun içindeler şu an, bacaklarımın arasında. Nasıl sabah uyanmalar, hormonların kıpraşmaya başladığı rahatsızlıkların tamir olmadığı uyanışlar, nasıl da daha bir zorlar şimdi. Sonbahar geldi tam ortada. Sıkıyorsa kenarında geçe dur, imkansızs , isteyen kim.


"this dream always ends" i said "this feeling always goes the time always comes to slip away" "this wave always breaks" i said "this sun always sets again and these flowers will always fade" "this world always stops" i said "this wonder always leaves the time always comes to say goodbye" "this tide always turns" i said "this night always falls again and these flowers will always die"

bloodflowers - the cure