Londra'da kaçırdığım karı Frankfurt sonrası İstanbul'da yakaladım. Sabah 7:30 da Galata Kulesi'sinin üstüne çıkıp çok çekmek istediğim İzzet Kehribar fotoğrafının benzerini çekemedim, tabiiki.
Kar akşam uyurken yağmış.
Bugün 3 Şubat. Ertan için mutlu son. Esasında benim için de mutlu son. Daha kötü günler ile uğraşmak zorunda kalmadan en azından 2 senemizin önünü görebileceğiz.
Dün babam için de doktordan mutlu haber, ama çok yorulmuş bir anne.
Çarşamba'dan beri koşamıyorum. Maratona tam 1 ay kaldı sayılır ama ne yapacağımı bilmiyorum.
Sabah duş aldım. Birazdan Murat gelecek ve Ertan'ın evini temizlemeye gideceğim.
Sabah kalkıp sardunyalarımı kurtarmaya çalıştım. Su tutmak istedim üstlerine ama hortumdaki su donmuştu çekmek istedim kuytuya silmek istedim ama onu da yapamadım belki de olması gereken oldu. Karın ağırlığı altında öldüler.
"this dream never ends" you said
"this feeling never goes
The time will never come to slip away"
"this wave never breaks" you said
"this sun never sets again
These flowers will never fade"
"this world never stops" you said
"this wonder never leaves
The time will never come to say goodbye"
"this tide never turns" you said
"this night never falls again
These flowers will never die"
Never die
Never die
These flowers will never die
"this dream always ends" I said
"this feeling always goes
The time always comes to slip away"
"this wave always breaks" I said
"this sun always sets again
And these flowers will always fade"
"this world always stops" I said
"this wonder always leaves
The time always comes to say goodbye"
"this tide always turns" I said
"this night always falls again
And these flowers will always die"
Always die
Always die
These flowers will always die
Between you and me
It's hard to ever really know
Who to trust
How to think
What to believe
Between me and you
It's hard to ever really know
Who to choose
How to feel
What to do
Never fade
Never die
You give me flowers of love
Always fade
Always die
I let fall flowers of blood
Bloodflowers
The Cure
ne kadar geç keşfettim bu albümü, ne kadar. Ne kadar bırakıp gitmiştim Robert'ı. Halbuki Milano'da yaşım 19, Forest çalaren yeşil ışıklar vücuduma saplanırken en önlerde ellerim havada nasıl ordaydım ve nasıl orda değildim.
Sonra Suede sonra Oasis o hep elleri havada açık halim.
PJ Harvey, ooh if you die you said so do I u said
sonra James
yazmak istemiyorum esasında hiçbir şey hiçbir yere