Friday, May 01, 2009

...


Tel Aviv’in sıcak ve güzel sahillerinde ailemden binlerce sokak uzaklarda tek başıma.
En güzel “her şeye karşı gelebilme anlarım”dan birinde…
Oturmuş, çok uzaklara, belki Kıbrıs’ın güneyi Malta’nın ortasına doğru bakarken, öyle ayaklarım kum olmuş bu sefer hiç kıl olmamış, gözlüğüm de kum olmuş, ceplerim de kum olmuş, sağım solum önüm arkam sessiz, bir bardak soğuk kırmızı şarap, alnım günün korumasızlığından kızarmış…
Ve öyle ağırdan öyle ağırdan güzel bir gün battı ki….
Ertesi günün Kudüs heyecanını unutmuş hayatımda yer etmiş Bayramoğlu, Bodrum, Kaş, Bozcaada kumsallarından sonra şimdi burada tek başıma sessiz ve sakinden fazla panik yapmadan içten içe heyecan bastırmacalı tepemden uçak geçip durmalı…
Bir yudum sonra bir yudum daha…