Saturday, June 09, 2007

Why the fuck r u looking at me!


o kadar güzel bir hava var ki dışarıda ve ben bilgisayar uygulamaları yüzünden o kadar içerde ki, öyle camdan içeri girmiş cama dönmüş kara sinek gibi yapışmış kalmış durumdayım.

Ofisimin tam karşısında bir park var ve parkın içinde pankartların birinde ur-etiyoruz yazıyor, kalabalığı gördüm indim nefes almaya, baktım park şenliği ama gözle tutulur elle yenir birşey yok geri döndüm ve dönerken de karar verdim:

Haftaya pazara kadar bi avlu bi köşe bi meydan bi park seçeceğim kendime. Siyah ve en kötü polyetilenin kullanıldığı o zehir simsiyah leke yapan torbalardan bi tanesinin içinde 8-10 bira 4-5 avuç kuruyemiş ile oturacağım. Evet yere oturcağım.
Eskiden farketmezdi bira olsun yeterdi, şimdi az soğuk olanları geri göndermece diyarından çıkıp karılık yapmadan, öyle mal gibi, öyle hayvan gibi, öyle çiş gibi olsa dahi, öyle zurna olsam dahi, it gibi köpek gibi içeceğim. Kalkıp bi duvarın arkasına bi ağacın dibine işeyeceğim, sonra bi daha işeyeceğim, sonra belki tinerci belki yaşlı belki serseri belki dertli birini davet edeceğim yere, neeeeyse ne diye konuşacağım, hatta belki de kalkıp bira alıp geri geleceğim. Belki de üstümdeki tshirtü çıkarıp ona vereceğim hatta belki de beraber kavga çıkaracağım. Ya da ne bakıyorsun be kardeşim, Yani yetti gayri, uzaksa sonbahar al sana trompet al sana bi tabure, yeter işte. Serbest falan da bırakmaya çalışmıyorum sıkışmış ruhumu, ya da anane kaybetmesi sonrası dalgalar falan da basmış değil odayı, ya da küllükler tepe tepe dolu, öteki tarafa ulaşmaya da çalışmıyor bu beden, yahu her bi bokun altında bi taş aramaya da gerek yok...

Sanıyorum... a big..a very big...a very big FUCK YOU ...to you!